Rusya'da 3 kız kardeşin babalarını yatakta öldürdüğü olay Rusya'da hala gündem konusu. Yaşanan cinayetle ilgili yeni detaylar ortaya çıkmaya devam ediyor.
Milliyet'in bir haberine göre; sapkın babayı öldüren kızlar, Rusya'yı ayağa kaldırdı!
Mutfaktan aldıkları bıçak ve çekiçle defalarca yüzüne vurdular.
36 kez bıçaklanan adamın öldüğüne emin olunca, polisi arayıp cinayeti anlattılar.
Geçtiğimiz yıl gerçekleşen ve yalnızca Rusya'da değil dünya çapında yankı bulan cinayetin davasında yeni gelişmeler var.
19 yaşındaki Krestina ve 18 yaşındaki Angelina kasıtlı cinayetle suçlandı, yirmi yıl hapis cezası ile yargılanıyor. Reşit olmayan Maria için ise on yıl hapis isteniyor.
Mahkeme kararı, Rusya başta olmak üzere Dünya'nın birçok yerinde tepki ve protestolara yol açtı.
Çünkü, bu cinayetin dehşet verici bir geçmişi var.
Rusya'da yaşayan Mikhail Khachaturyan, ilk başta karısı Aurelia Dunduk'a psikolojik ve fiziksel şiddet uygulamaya başladı.
Kocası, Aurelia Dunduk'u sık sık beysbol sopası kullanarak dövüyordu.
Şiddet gören kadın, polise gittiğini fakat kendisine yardım edilmediğini belirtti.
Yıllarca süren suistimalin ardından 2016 yılında Mikhail Khachaturyan karısını evden kovdu.
Aurelia Dunduk'un evden ayrılması ile çektiği eziyet bitmedi.
Dunduk ile ayrılmasına rağmen pek çok kez tehdit eden Mikhail Khachaturyan, "Sana dokunan ya da konuşan olursa öldürürüm" diyerek eski karısının başkalarıyla iletişim kurmasını engelledi.
Bu olayların ardından hikâyenin asıl kan donduran kısmı başladı.
Anne evden gittikten sonra cani baba Krestina, Angelica ve Maria'ya yöneldi.
Mikhail Khachaturyan, kızlarına, giden annelerinin yerini alacaklarını söyledi.
"Sizinle evleneceğim ve çocuklarımı doğuracaksınız" cümlesini kurdu.
Uzman raporunda "Kızlara onun önünde soyunmalarını emrediyordu. Daha sonra çocuklarından kendisine dokunmalarını talep ediyordu" ifadeleri yer alıyor.
Cani baba, farklı çeşit silahlar kullanarak kızlarına işkence etti.
Kızlarını ev işlerini yaptırmak için kullanan baba, temizliği ve yemekleri beğenmediğinde evin bir köşesinde sıkıştırdığı çocuklarını tecavüz ederek cezalandırdı.
Kızları zaman zaman silahıyla tehdit eden Mikhail'in tabancasına ait kurşunlar da evin duvarlarına sıkışmış şekilde bulundu.
Kızlar anneleri ile evden ayrıldıktan sonra da görüşmüş fakat annelerini üzmek istemedikleri ve babalarından korktukları için Dunduk'a hiçbir şey anlatmamışlardı.
Kızların ifadesinde akıl almaz iddialar var: "İstediği her şeyi yapmak zorundaydık. Pencereyi dahi kendisi açmaz, bize açtırırdı. Ona köle gibi hizmet etmemizi istiyordu.
Biz babamız olarak yanımızda olmasını istedik. O çağırdığı anda gelmemizi istiyordu.
Özel bir çan vardı. O çaldığında birimiz derhal yanına gitmek zorunda kalırdık."
Ortaklaşa hareket ederek babalarını öldürdüklerini itiraf ettiklerini söylerken kardeşlerden Kristina, Moskova polisine verdiği ifadede, "Ondan nefret ediyorduk, gitmesini ve asla geri dönmemesini istedik" dedi.
Kızlar, olayın yaşandığı gün babalarının kendilerini bıçakla tehdit ettiğini söyledi.
Kızların avukatları, davanın tekrar incelenmesi ve cinayet yerine 'nefsi müdafaa' şeklinde sınıflandırılması için mahkemeye baskı yapıyor.
Avukatlar, gerçek kurbanın kızlar olduğunu vurguluyor. Dava avukatlarından Alexei Parshin, kızların iyi durumda olduğunu belirtti.
Şu anda üçü de farklı bir akrabasının yanında kalıyor. Sokağa çıkmalarına ve birbirleri ile iletişim kurmalarına izin verilmiyor.
Ağustosta gerçekleşecek duruşmaya kadar bu şartlarda yaşayacaklar.
İnsan hakları aktivisti Anna Rivina, dava sonrasında "Bir kadının kendini korumaya çalışmasının ölmekten daha zor olduğu bir ülkede yaşıyoruz" ifadesini kullandı.
Cinayet suçlaması ile birlikte Moskova'da protestolar başladı. Geçtiğimiz hafta, yüzlerce kişi Emniyet Teşkilatı Soruşturma Heyeti Genel Merkezi'nin önünde toplandı.
Aktivistler neredeyse her gün toplanmaya devam ediyor. Kız kardeşlerin de desteğiyle daha büyük bir miting 6 Temmuz'da Moskova'da planlanıyor.
İnsan hakları kuruluşları Rusya'da en az on altı milyon kadının aile içi şiddete maruz kaldığını belirtiyor.