Ekonomi ilk sırayı ne zaman alacak?

Seçim sonrasının iki haftasını geride bıraktık. Ancak seçim belirsizliği, İstanbul’da sayım işlemlerinin bitmemesinden ve mazbatanın verilmemesinden dolayı sonlanmadı. Hatta siyasi belirsizlik daha da arttı denilebilir.

EKONOMİ 15.04.2019, 10:58 15.04.2019, 11:21 Fikriye Koka
Ekonomi ilk sırayı ne zaman alacak?

Çünkü İstanbul seçimlerinde sayım işlemi tamamlansa ve mazbata verilse bile, Ak Parti seçimin sonucuna olağanüstü itirazını yapılacak. Bu da belirsizliğin uzaması anlamına geliyor.

Ancak mazbatanın verilmesiyle birlikte kısa süreli bir iyileşme ve rahatlama piyasaları bekliyor olabilir. Cuma günü tansiyon iyice yükselirken akşam saatlerine doğru sayım işlemlerinin hafta başında bitebileceğine yönelik haberlerle meydana gelen kısmen yatışma bunun işareti olabilir.

TANSİYONDA DÜŞME YOK

Seçim sonrasının iki haftası ile seçim öncesinin iki haftasını karşılaştırırsak finansal piyasalarda tansiyon düşmüş değil. Seçim öncesinde dolar kuru Londra’nın atağı ve swap işlemlerindeki sıkışıklıkla 5.85’e dayanmışken, ardından yapılan müdahale ile 5.26’ya kadar inmesine karşılık 12 Nisan Cuma günü yeniden 5.80’leri gördü. Gün içinde 5.8235’e kadar yükselen dolar günü 5.7723’ten kapatırken mart sonuna göre TL karşısında yüzde 3.4 arttı.

Euronun artışı da yüzde 4.1’e vardı. Yarım euro yarım dolardan oluşan döviz sepetinin iki haftalık artışı yüzde 3.8 olarak gerçekleşti. İki hafta için oldukça yüksek bir oran. Üstelik bu kez ekonomi ABD’de görücüye çıkmışken.

ÜLKE RİSKİNDE ARTIŞ VAR

Yabancıların Türkiye’ye karşı pozisyonlarını, bakışlarını ve risklerinin koruma altına alınmasını en iyi yansıtan CDS’lerin fiyatı da seçim öncesinin bile üzerine çıktı. Swap şokunun yaşandığı günlerde 450.833’e kadar çıkan 5 yıllık Türkiye CDS’i 12 Nisan’da 456.373’e yükseldi. Akşam saatlerinde ise gevşemeyle 436’ya indi. Seçim öncesinde swap şoku ile yüzde 44 yükselen ve ardından yüzde 16 gerileyen CDS’ler seçim sonrasında yüzde 20.5 arttı.

SANCILI VE KARIŞIK DÖNEM

İki hafta içinde küresel piyasalar genelde pozitif bir eğilimdeyken, gelişmekte olan ülke kurları dolara karşı yüzde 1.2 değer kazanmışken, Türkiye piyasaları tersine gidiyor. Piyasaların bu fiyatlaması seçimin sonuçlanmamasına, mazbatanın henüz verilmemiş  olmasına, seçim sonuçlansa da belirsizliklerin süreceği ve sancılı bir dönemin açılacağına yorumlanabilir.

EKONOMİ İLK SIRAYI NE ZAMAN ALACAK?

Siyasi tartışmaların ön planda kaldığı bir dönemde ekonominin öne çıkamama tehlikesi bulunuyor. Halbuki ekonomi çok zor bir dönemden geçiyor. İlk kez reel sektör bir borç krizi yaşıyor ve bu durum bankaları da etkiliyor. Tarımda üretim eksikliği ve pazarlama sorunlarından dolayı çok ciddi fiyat artışları ile karşı karşıyayız.

Bu konulara yeterli zamanı ayırmak lazım ki, sağlıklı ve kalıcı çözümler üretilebilsin. Ama karar verici de tek kişi. Dış politika, güvenlik, iç siyasi konulardan zaman kalacak ki, bu kararlar alınabilsin. Yeni dönemin zorluğu da burada.

Başkanlık hızlı karar alınması gerektiğinde fırsatlar sunan bir yönetim sistemi. Ama gündem yoğunlaşınca ve çok karar almak gerekince, her konu başkanın önüne getirileceğinden dolayı yığılma ve gecikme de yaratabiliyor. Bu gündem yoğunluğunda da ekonomiye ve tarıma erken sıra gelmesi pek beklenmemeli.

YOL HARİTASINDA ERKEN AÇIKLAMA

Henüz seçim kesin sonuçlanmadan, bütün dikkatler mazbatanın verilip verilmeyeceğine çevrilmişken, geçen hafta ekonominin yol haritası açıklandı. Ancak seçim sonuçlanmadığından açıklamanın pozitif etkisi de törpülendi. Bu nedenle açıklama sonrasında piyasalarda pozitif yönlü bir etki görülmedi.

Yol haritasının açıklanma gerekliliği hem seçim öncesinden verilen sözden dolayı hem de Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın ABD ziyaretinden kaynaklandı. Bakan hem ABD ile ticari ilişkiler hem de IMF-Dünya Bankası toplantılarına katılmak üzere yol haritasını açıklandıktan sonra ABD’ye gitti.

Ekonominin yol haritası da dış ihtiyaçlar ile içerideki siyasi belirsizlik arasına sıkıştı.

DÜNYA HEP BÖYLE GİTMEZ

Kaldı ki finansal piyasaları ve ekonomiyi rahatsız edecek faktörler sadece iç siyasi gelişmelerle sınırlı kalmayabilir. Öncelikle belirtelim ki, dünya ekonomisi fena değil ve küresel piyasalarda işler iyi. Biz kendimizden kaynaklı faiz artışı yaparken, TL değer kaybederken, ülke riski yükselirken, borsa dalgalanırken küresel piyasalar pozitif eğilimini sürdürüyordu. Dolar değer kaybediyor, ABD faizleri düşüyor, dünya borsaları yüzde 2.5 artıyordu. Bu durumun hep böyle sürmesi beklenemez. Dünyadaki kırılmaların  da Türkiye’ye yansımaları daha sert olabilir.

DIŞ POLİTİKA RİSKİ

Bir de dış politikadaki gelişmeler de ekonominin en önemli riskleri olarak yerli yerinde duruyor. Hatta giderek de büyüyor. 

Bunların başında birden çok alanda anlaşmazlık içinde bulunduğumuz ABD ile ilişkiler ve Rusya’dan S-400’lerin alımı geliyor.

Gerilimin tırmanması geçen ağustosta ekonomiyi vurmuştu. Şimdi durum daha farklı olsa da, ABD ile gerilimin tırmanmasının ekonomi üzerinde ve sermaye hareketlerinde negatif etkisi beklenir.

BARİ AB İLE İLİŞKİLERİ DÜZELTSEK

AB ile de ilişkilerimiz zayıf. Ancak bir açık kapı var. Geçen yıl ABD ile çatışma sürecinde Avrupa bize yakınlık gösterdi. Fakat bu yoldan biz ilerlemedik. Şimdi ilerleyip ilerlememek de bir tercih sorunu. Burada da etkili olacak kişi Cumhurbaşkanı Erdoğan.

Ekonominin yara almaması açısından, ya ABD ile ya Avrupa ile ilişkileri sağlamlaştırmamız gerekiyor ki, dünyanın batısı ile ilişkiler devam edebilsin. Dış kaynak bulma ve borçların çevrilmesi açısından bu zorunlu gözüküyor gibi.

Kabul edelim ki seçim sonrasına karışık bir atmosferde başladık. ‘Bir işe veya yeni bir döneme nasıl başlanırsa öyle gider’ derler. Sancılı ve karışık başladık. Bu kez inşallah tersi çıkar.

Yorumlar (0)
12
açık
Namaz Vakti 28 Mart 2024
İmsak 05:10
Güneş 06:32
Öğle 12:57
İkindi 16:28
Akşam 19:13
Yatsı 20:29
Puan Durumu
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Günün Karikatürü Tümü