KAYSO Toplantı Salonu’ndaki programın açılışında konuşan KAYSO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyüksimitci; "Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde çizilen ’savunma sanayisinde tam bağımsız Türkiye’ hedefine emin adımlarla ilerlediğimiz bu günlerde, yerlilik ve millîlik oranımızın, yüzde 70’lerin üzerine çıkması için verdiğiniz katkılardan dolayı teşekkür ediyorum. Bugün yapılacak toplantı ve firma gezilerinde yaklaşık 45 firmamız değerlendirilecek. 1966 yılında kurulan Kayseri Sanayi Odası bugün itibarıyla bin 850 üyeye sahiptir. Kayseri, 6 bin yıllık geçmişi ile hem üreten hem de ürettikleri ile Türkiye ekonomisine ve ihracatına ciddi katkılar sağlayan bir ilimizdir. Şehrimiz, 3 Organize Sanayi Bölgesi, 1 Serbest Bölgesi, 1 Teknoloji Geliştirme Bölgesi ve 16 Sanayi Sitesi ile 46 milyon metrekareden fazla planlı endüstri alanına sahiptir. 2019 yılı rakamlarıyla 11 milyar dolar GSYH sahip şehrimizde 2021 yılı ihracat hedefimiz 3,5 milyar dolardır. Geçen sene ülkemizin ihracatı yüzde 6 azalırken, biz Kayseri olarak ihracatımızı pandemiye rağmen yüzde 5 oranında artırmayı başardık. Mobilya, elektrikli ev aletleri ve metal ürünler en çok ihracat yaptığımız sektörlerin başında gelirken, ABD, Almanya ve Irak, ihracat yaptığımız ülkeler arasında ilk üç sırayı almaktadır. Türkiye’de ilk bin ihracatçı firma arasında 21 şirketimiz mevcuttur. 2020 yılı itibari ile bin 684 ihracatçı firma sayısına ulaştık. Bu firmalarımız dünyanın 179 farklı ülkesine ihracat gerçekleştirerek, bölgemize ve ülkemize katma değer sağlamaya devam ediyor" dedi. Bu başarılı tablonun ve Kayseri savunma sanayisinin temellerinin 1920’li yıllarda atıldığını aktaran Büyüksimitci; "İlk olarak 6 Ekim 1926 tarihinde Kayseri’de Tayyare ve Motor Türk A.Ş. uçak fabrikası açılmış, 1 yıl içerisinde A-20, F-13 ve G23 uçaklarının montaj, üretim, bakım ve onarımları başlamıştır. 1931 yılında Milli Savunma Bakanlığı’na devrolan Kayseri Tayyare Fabrikası ayda 4 uçak üretebilecek kapasiteye ulaşmıştır. 1932-1942 yılları arasında 200 adet uçak üretimi gerçekleştirilmiştir. 1979 yılında yüzde 85’i yerli malzeme ile üretilen Türk uçağı ’Mavi Işık 79-XA’, Kayseri İkmal Merkezi’nden havalanmıştır. Ayrıca; 1954 yılında Kayseri’de 2’nci Ana Bakım Merkez Komutanlığı kurulmuş olup, halen 387 bin metrekarelik alanda tank üretimi, modernizasyonu ve yenileştirme çalışmalarına devam etmektedir. Bugün Kayseri’de yeni nesil stratejik nakliye uçağı” A400M başta olmak üzere, tüm uçakların fabrika seviyesi bakım, onarım, revizyon ve modernizasyon işlemleri yapılmaktadır. Kayseri’nin bu alandaki zengin birikimi, kenti bir sivil havacılık bakım ve onarım merkezi haline rahatlıkla dönüştürebilir niteliktedir. Dolayısıyla Kayseri, savunma sanayisinde 1926 yılından beri gelen köklü bir geçmişe sahiptir. Bugün OSB’lerimizde faaliyet gösteren birçok sanayicimiz de zamanında bu fabrikalarda çalışmışlardır. 2’inci Hava Bakım Fabrika Müdürlüğü ve 2’nci Ana Bakım Fabrika Müdürlüğü’nün Kayseri adına bir şans olduğunu düşünüyorum. Her iki fabrikamız da ciddi manada tecrübeye sahip, gerek üretim teknoloji gerekse malzeme teknolojisi ile kendini ispatlamış durumdadır" ifadelerini kullandı. Kayseri’de tank, uçak ve silah sanayisine 500 civarında ürün ve hizmet sayısı ile ciddi şeklide tedarik yapan firmaların olduğunu da aktaran Büyüksimitci; "Yine savunma sanayisine yazılım yapan, helikopter parçaları üreten sanayicilerimiz var. Bugüne kadar savunma sanayii ile iş yapmış olan toplam 49 firmamız var. Bu firmalarımızda toplam 300’den fazla mühendis çalışırken, 3 binin üzerinde istihdam sağlanmaktadır. Savunma sanayisi ile ilgili Kayseri’de birikmiş bir potansiyel olduğu inancındayız. Sahip olduğumuz nitelikli insan gücü ile şehrimizin bu potansiyelinin ortaya çıkarılması adına elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. İnşallah Kayseri olarak gerek savunma sanayiinde gerekse diğer alanlarda yaptığımız yeni yatırımlarla ülkemizin her alanda gelişip kalkınmasına güçlü desteğimizi sürdüreceğiz. Bugün ülkemiz, savunma sanayisi alanında adından söz ettiren bir konuma gelmiş, rekabetin had safhaya ulaştığı uluslararası pazarda ağırlığını fazlasıyla hissettirmeye başlamıştır. Savunma sanayimizdeki yerlilik ve millîlik oranımızın yüzde 70’lerin üzerine çıkması, dünyanın önde gelen ilk 100 savunma kuruluşu arasında 7 yerli firmamızın olması ve TSK’nın ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra dost ve müttefik ülkelerin savunma ihtiyaçlarını da karşılayacak duruma gelmesi ülke olarak savunma sanayisinde dünya ile yarışır hale geldiğimizin bir kanıtıdır. Biz de Kayseri olarak ülkemizin 2023 yılında yerli ve millilik oranımızı yüzde 75- 80’lere taşıma hedefine elimizden gelen desteği sunmanın gayretindeyiz" diye konuştu.

Savunma Sanay Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir ise savunma sanayinin her zaman lokomotif olduğunu vurgulayarak; "Savunma sanayii buluşmalarını Savunma Sanayii Başkanlığımız öncülüğünde ana yüklenici firmalarımızla birlikte; savunma sanayiinde hem mevcutta iş yapan firmaların olduğu, hem de potansiyel olarak gördüğümüz illerde yapıyoruz. Bu buluşmalarımızın en büyük amacı ana yüklenici, alt yüklenici ve KOBİ’ler arasındaki uyum, işbirliğinin geliştirilmesi, sorunları ve çözüm yollarını bulmaya çalışmaktır. Savunma sanayi, her zaman sanayinin lokomotifi olmuştur. Savunma sanayiimizin gelişmesi sanayimizin alt sektörlerine de ciddi katkılar sağlamaktadır. Türkiye, savunma sanayiinde bugün dünya devleriyle yarışır konuma gelmiştir. Savunma sanayiimizdeki son gelişmelere baktığımız zaman; sadece 5 yıl öncesine kadar hiçbir seviyede hava savunma sistemimiz yokken, bugün KORKUT, SUNGUR, HİSAR A+, HİSAR O+ sistemlerimizi hizmete sunduk. MİLGEM’ler, amfibi gemiler, sismik araştırma gemisi, çeşitli seviyede gemi ve botları yerli ve milli imkanlarla ürettik. Atak Faz-2 helikopterlerimiz güvenlik güçlerimizin gücüne güç kattı. 150 kilometre menzilli lazer işaretleyicili yüksek hassasiyete sahip TRLG füzemiz, 200 kilometre menzilli ilk deniz seyir füzemiz ATMACA. 280 kilometre menzilli karadan karaya füzemiz BORA ile füze teknolojisinde çağ atladık. MAM-C ve MAM-L’nin yanı sıra TEBER, MAM-T, KGK, HGK, LGK gibi eklenen yeni mühimmatlarla SİHA’larımızı daha etkili hale getirdik. Sadece dron sistemlerinde değil, anti-dron teknolojisinde de önemli mesafe kat ettik. Taşınabilir mühimmat sistemleri, ergonomik el bombası ekipmanları, yüksek kapasiteli şarjör, katlanabilir mayın dedektörü, EYP’ye karşı etkili karıştırıcı-köreltici sistemleri ile sahada Mehmetçik’e pratik çözümler sağladık. Kısa bir sürede elde edilen bütün bu başarılar, başta Cumhurbaşkanımız ayın Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü liderliği ve karar alma süreçlerindeki desteği ve savunma sanayii ekosisteminin gayretleri sayesinde elde edilmiştir" dedi.

Kaynak: iha