Sadece 2 ayda kanser riskini azaltıyor...

İşte kanserden koruyan adeta ömür uzatan besinler ve faydaları...

SAĞLIK 10.09.2019, 12:35 10.09.2019, 14:01 Fikriye Koka
Sadece 2 ayda kanser riskini azaltıyor...

KANSERE KARŞI PAZI

Bu bitki en bilindik iki antioksidan için kaynaktır: Syringic asit ve kaempferol. Önce karbonhidratları basit şekere dönüştüren enzimi inhibe ederek kan şekerini düzenlemede yardımcıdır. Kansere sebep olan toksinlerden diğer hücreleri korur, inflamasyonu azaltır, kalp hastalığı, diyabet ve diğer kronik hastalıkların riskini azaltır.

Yapacağınız sandviçlerin veya wrapların içinde pazı seçtiğimizde kalori alımını korurken antioksidan alımımızı arttırmış oluruz. Pazı pişirmenin de bir tekniği olması gerekir. Yaprakları kökünden kesin, soğukken sandviçinizi kinoa, esmer pirinç, keçi peyniri, ızgara tavuk, tatlı patates, domates ve diğer sebzelerle doldurun veya pazı kökünü sarımsak ve zeytinyağıyla soteleyin. Yaprakları, kuş üzümünü, çam fıstığını ekleyin, birkaç dakika pişirip servis edin.

GENÇLEŞTİREN BESİN SARIMSAK

Sarımsak; 33 çeşit kükürt bileşiği, 17 çeşit aminoasit, flavonoidler, çinko, magnezyum, kalsiyum, A vitamini, B ve C vitaminleri içermektedir. Sarımsak içerdiği antioksidanlar ile sigaranın, kirlenmiş havanın ve çeşitli kimyasalların vücuda verdiği zararlı etkilerin giderilmesi ve vücuttan biriken toksinlerin atılmasına yardımcıdır.

Ayrıca kan yağlarını azaltan, kan pıhtılaşmasını önleyen, tansiyon düşüren, kan damarlarını koruyan antioksidan, antimikrobiyal, antiviral ve antiparazitiktir.

Son yapılan çalışmalarda sarımsağın genlerimizi etkilediği bulunmuştur. Bu özelliği ile epigenetik bir besin olan sarımsak DNA diziliminde hücre yıkımını önleyerek yaşlanmayı geciktirmektedir. Doğal hayatta yaşanan stres, üzüntü, hareketsizlik hücre yıkımını arttırmaktadır. Tüketilen sarımsakla bu yıkım azalmaktadır.

DİYABETE KARŞI BROKOLİ

Brokoli, yüksek düzeyde başta A ve C vitamini olmak üzere yüksek düzeylerde vitamin, lif, potasyum ve kalsiyum içerir, yapısındaki sülforafen fitokimyasalları ile yüksek kan şekerinin damar çeperleri ve doku hasarına yönelik yarattığı hasarları azaltabilir. Buna ek olarak diyabetin verdiği zararı azaltmada oldukça etkilidir.

Göz sağlığı için gerekli olan lutein ve zeaxantin yönünden zengindir. Brokolinin maküler dejenerasyon, katarakt gibi göz hastalıklarında olumlu etkisinin olabileceğine dair araştırmalar bulunmaktadır. Bu içeriği ile diyabetin ilerleyen safhalarında göze verdiği zararı azaltmada oldukça yararlı olacaktır.

Brokoliden en iyi faydayı almak istiyorsanız buharda hafif pişiriniz. bu sebzeden maksimum fayda sağlamak için çiğ olarak tercih edilebilir.

KARALAHANA KANSERDEN KORUMAYA YARDIMCI

Karalahana kanserden korunmaya yardımcı Diğer yeşil yapraklılar gibi Karadeniz'de yeşeren ve en sık kullanılan sebze karalahana midenin asidini en iyi bağlayan sebzedir.

Kolesterolün düşmesine ve kanserden korumaya yardımcı olur. Karalahana ayrıca vücudun toksinlerden korunma sistemini de besleyici fitokimyasalları içerir. Yenmeden önce haşlanması ve sarımsak, limon suyu ile tüketilmesi gerekir.

KAS HÜCRELERİNİ ARTTIRMAK İÇİN ÇİN LAHANASI

Kas yapımında ve kan basıncının düşük kalmasında yardımcı potasyum açısından zengin olan Çin lahanasını ülkemizde kolaylıkla bulanabilir.

Bu mucize sebzeyi sofralarımıza taşımamız gerekir. Beyaz kan hücrelerinin aktivitesini arttırarak vücut bağışıklık sistemini güçlendirmeye, toksin atımına yardımcı A vitamini açısından da zengindir. Susam yağı, tavuk eti ve sebze ile karışık tüketilebilir.

SEBZELERİN KRALI LAHANA

Glukozinolat, kampferol gibi kansere karşı savaşan bileşikleri içeren, kalp rahatsızlıkları riskini azaltan, kan şekerini düşüren, kemikleri güçlendiren ve inflamasyonu önleyen baş sebzelerdendir.

Sebzelerin kralı adeta lahanadır. Göz hastalıklarını engelleyen lutein ve zeaxanthin antioksidanları içerdiği için çok önemlidir. Lahanayı doğranmış soğan ile zeytinyağında soteleyerek ve sebze ekleyerek pişirmek en sağlıklı pişirme şeklidir.

2 ayda tere ile kanser riskini yüzde 10 azaltın!

Tere kürüyle mucizenin kapılarını aralayabilirsiniz. Bu sebze günlük K vitamini gereksinimini karşılar. K vitamini kanın pıhtılaşmasında, arter çevresinde plak oluşumunu engellemede, artirit ile ilgili kronik hastalıkları önlemede görevlidir.

Her gün tere tüketilirse iki ay boyunca, kişi DNA tahribatını engelleyebilir, kanser riskini ve trigliserid seviyesini yüzde 10'a kadar düşürebilir.

Hücre tahribatını engelleyen besinler olduğunu dile getiren Diyetisyen Emre Uzun, bu besin grubunun özellikle sebzeler olduğunu açıkladı. Sağlığımıza oldukça faydalı olan besinlerin başında yeşil yapraklı sebzelerin olduğunu söyleyen Emre Uzun bu besinleri neden tüketmemiz gerektiğini sıraladı. Damar sertleşmesini, kalp hastalıklarını ve hatta kanseri önleyen bu mucize besinleri soframızdan eksik etmemiz gerektiğini vurladı. İşte şifa deposu besinler olan yeşil yapraklı sebzelerin faydaları...

HÜCRE TAHRİBATINI ENGELLEYEN BESİNLER VAR

Pazı, karalahana, lahana ve diğer yapraklı sebzeler yiyebileceğiniz en besleyici besinlerdir. Bu sebzeler A,B,K ve diğer vitaminler, esansiyel minerallerden kalsiyum, demir, potasyum, magnezyum ve hücre tahribatını engelleyen antioksidan açısından zengindirler.

Bu besinleri beslenme düzeninizde ağırlıklı olarak tüketmeye başlarsanız, hücre tahribatı engelleyecektir. Bugün insanoğlunun hayatındaki en önemli sağlık problemleri hücre deformasyonuyla ilgilidir.

Damar sertleşmesine yeşil yapraklı sebzeler

Yeşil yapraklı sebzeler damar sertleşmesini engeller ve kalp hastalıklarıyla bağlantılı inflamasyonu azaltan doğal bileşik olan fitokimyasalları içerir.

Yeşil yapraklılar vitamin, mineral, antioksidan ve fitokimyasalların etkisini arttıracak kombinasyonlar yaparak hücrelerin toksinlerden arınmasına, DNA'nın serbest radikaller tarafından zarar görmesini engellemeye ve böylece kanser hücrelerinin çoğalmasını ve oluşmasını engellemede yardımcıdır. Bu bağlamda hayatımıza daha çok yeşil yapraklı sebzelerden oluşan salatayı kattığımızda doğallıkla gelişen bir korunma yaratırız. Sebzelerin gücünü kullanmayı öğrenmeliyiz.

YEŞİLİN GÜCÜ ALZHEİMER RİSKİNE DE KARŞI

Yeşil yapraklı bitkiler ayrıca vücut tarafından nitrit oksite çevrilen doğal nitrat kaynağıdır. Nitrit oksit insan metabolizması için vazgeçilmezdir. Gaz kan basıncını düşüren nitrit oksit, kan akışını destekler. Yaşınıza göre az nitrik oksit üretmektesiniz. 40 yaştan sonrasında bu seviye yarıya düşmektedir.

Vücut mekanizmasının düzenli çalışabilmesi için daha çok nitratlı besin tüketmek gerekir. Yeşil yapraklı bitkiler mental berraklığı arttırmakta, depresyonu önlemekte ve Alzheimer gibi hastalıkların riskini azaltmaktadır.

Öte yandan yeşil yapraklı bitkiler sindirimi hızlandırmakta ve kişiyi tok tutmaktadır. Kalorisi ve karbonhidrat içerikleri düşüktür böylece istenilen miktarda tüketilebilir.

Kanser tüm dünyada kalp ve damar hastalıklarından sonra en sık ölüme yol açan hastalık. Üstelik gelişmekte olan ülkelerde görülme sıklığı halen artıyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün uluslararası kanser araştırmalarını yürüttüğü GLOBOCAN adlı projenin verilerine göre; geçtiğimiz yıl 18 milyon kişiye kanser tanısı kondu ve bu hastalıktan ölen hasta sayısı 9,5 milyonu aştı. Peki, kanserden besinler yoluyla korunmak mümkün mü?

Kanserde genetik etkenler yüzde 5-10 arasında sorumlu olsalar da, hastalık yüzde 90-95 oranında çevresel faktörlerden etkileniyor. Bu çevresel faktörlerin yüzde 30'unu da beslenme alışkanlıklarımız oluşturuyor.

Dolayısıyla sağlıklı beslenerek aslında kanserden yüzde 30 gibi bir oranda korunabiliyoruz. Üstelik sağlıklı beslenmek, her gün 30 dakika tempolu yürümek ve ideal kilo aralığında kalmak gibi 3 önemli kurala dikkat ettiğimizde bu oran 40'lara kadar yükseliyor.

Beslenme ve Diyet Uzmanı Özge Öçal kanserden korunmak için nasıl bir beslenme alışkanlığı edinmemiz gerektiğini anlattı, önemli öneriler ve uyarılarda bulundu.

1. Çok çeşitli sebzeler, meyveler tüketin

Yapılan çalışmalar gün içinde yeterli meyve ve sebze tüketen kişilerin tüketmeyenlere nazaran yüzde 10 daha az kanser riski taşıdığını ortaya koydu. Kanserden korunmak için her gün mümkün olduğunca farklı renkte sebze ve meyveler tüketin. Çünkü ne kadar farklı renkle beslenirseniz, aldığınız antioksidan çeşidi o kadar fazla oluyor.

Kadınlar günde 2-3 porsiyon, erkekler de 3-4 porsiyon meyve tüketmeliler.

Sebzeler hem vitamin ve mineral hem de posa kaynağıdır. Posadan zengin beslenme özellikle sindirim sistemi kanserlerine karşı koruyucu özellik gösteriyor.

Günde 2-3 kase kadar çiğ sebze ve 6-8 yemek kaşığı kadar zeytinyağlı veya pişmiş sebze tüketmeyi alışkanlık haline getirin. Sebze ve meyvelerin "mevsiminde" olmasına özen gösterin.

2. Tahıl ve kurubaklagili ihmal etmeyin

Özellikle popüler diyetlerle beraber tek tip beslenmeye yönelim arttı. "Ancak iyi beslenmek demek, her besinden yeteri kadar yemek demektir. Yani tek tip besleniyorsanız, aslında kötü besleniyorsunuz demektir" uyarısında bulunan Öçal, "Bu yüzden karbonhidratı hayatınızdan çıkarmayın. Ancak sadece 'kaliteli' dediğimiz, tam tahıl kaynaklarını ve kuru baklagilleri tüketin. Tahıllar B1 vitamini kaynağıdır.

B1 vitamini hem vücudun enerji sisteminin çalışması için gereklidir, hem de mutluluk olarak bildiğimiz 'serotonin' hormonunun ön maddesidir. Sağlıklı olmak, fiziksel ve ruhsal olarak tam bir iyilik halinde olmaktır.

Depresyon bağışıklık sistemimizi düşürerek, kanser de dahil birçok sistemik hastalığın görülme riskini arttırabiliyor. Bu yüzden her gün tam buğday ekmek, yulaf, çorba ve bulgur gibi tahıl kaynaklarını, haftada minimum 2 gün de mercimek, kuru fasulye ve nohut gibi kurubaklagil kaynaklarını tüketmeye özen gösterin" dedi.

3. Haftada 2-3 gün balık

Yapılan çalışmalara göre, insan sağlığı üzerinde pek çok faydası bulunan omega 3 yağ asitleri aynı zamanda kanserin gelişme riskini de düşürüyor.

Omega 3 yağ asitlerinin koruyucu etkilerinden faydalanabilmek için haftada 2–3 kez buğulama veya fırında pişirilmiş balık tüketmeyi alışkanlık haline getirin.

4. Kırmızı et tüketimini sınırlandırın

Gereğinden fazla kırmızı et tüketimi mide ve kolon kanseri riskini arttırıyor. Bu nedenle et tüketiminizi haftada 2 günden fazla ve toplam 350 gramı geçmeyecek şekilde sınırlandırın.

Eti pişirirken kızartma ve kavurma işlemleri yerine; fırında, buharda veya haşlama işlemlerini tercih edin.

Dünya Sağlık Örgütü'ne göre; günde 50 gr işlenmiş et tüketimi, kanser riskini yüzde 18 oranında arttırabiliyor. Bu yüzden işlenmiş et ürünlerini mümkün olduğunca tüketmeyin.

5. ŞEKERDEN UZAK DURUN

Fazla miktarda rafine şeker tüketimi hem enerji alımını hem de insülin seviyesini yükselterek yağ dokusunun artmasına neden oluyor. Artan yağ dokusu da kanser riskini yükseltebiliyor.

Bu nedenle günlük tükettiğiniz şekerin toplam aldığınız enerjinin yüzde 5'ini geçmemesine özen gösterin. Örneğin günlük 2000 kalori tüketiyorsanız, bunun 100 kaloriden daha fazlası şekerden gelmemeli.

6. Probiyotikleri ihmal etmeyin

Bağırsaklar bağışıklık sistemimizin büyük bir çoğunluğundan sorumlu oluyorlar. Bağırsaklarımızdaki herhangi bir işlevsel bozukluk bağışıklık sistemimizi düşürebiliyor, bu da pek çok hastalığa davetiye çıkarabiliyor. Bu hastalıklardan biri de; kanser.

"Bağırsaklarımızda iyi ve kötü bakteriler denge halindedir, ancak kötü beslenme, sigara, stres ve alkol gibi çevresel etkenlerden dolayı bu denge bozulabiliyor" uyarısında bulunan Beslenme ve Diyet Uzmanı Özge Öçal bu dengenin bozulmaması için yoğurt ve kefir gibi doğal probiyotik kaynaklardan yararlanmanız gerektiğini belirtiyor.

Yorumlar (0)
12
açık
Namaz Vakti 29 Mart 2024
İmsak 05:09
Güneş 06:30
Öğle 12:57
İkindi 16:28
Akşam 19:14
Yatsı 20:30
Puan Durumu
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Takımlar O P
Günün Karikatürü Tümü