SEYYAR BASIN

Karaman’da basın olarak bir çok emekçi arkadaşımız bu yarı kamu hizmetine gönül vermiş durumda ve halkın haber alma özgürlüğünü sağlamaya çalışıyor. Fakat yaklaşık 2 yıldır dış mihraklar gelip bize basıncılık adına siz kahveci gazozcu işsiz adamlarsınız gibi benzetmeler yaparak kendisinin bu işin erbabı hatta bilirkişisi olduğunu iddiasıyla protokollerde yer kapma sevdasına tutulmuş vaziyette. Bize ağzı köpürerek yazı yazdığını sanan karalama yapan bu şahıs buraya geldiğinde “gazetecilik” için yazı yazacağı bilgisayarı, gazetesini yapacağı ofisi ve hatta fotoğraf çekecek kamerası olmadığını ne kadar çabuk unuttu. İnsan eleştiri yaparken önce kendisini kontrol etmeli, acaba ben ne kadar doğruyum veya ne kadar yalakayım diye sormalı kendi kendine. Yıllar önce bi şekilde elde edilmiş bir kartı her ortamda kendine paye çıkarmak adına cebinden çıkartmak mıdır gazetecilik? Yoksa basın ilan alacam diye valilere baba lakabı takmak mı?  Gazeteci dediğin objektif olur tarafsız olur diye biliyoruz. Ama biz kimiz biz bilemeyiz gazeteciliği, bilmek için Konya’dan Antalya’ya oradan İzmir’e İzmir’den de Karaman’a kaçmamız lazım. Daha söylenecek çok söz var ama yazılmıyor işte. Yazmak kabiliyet işi biz işsiz kalınca basın mensubu olmuşuz o yüzden ancak bu kadar geliyor elimizden.

Halkın haber alma hakkını sağlamaya çalışmam 2008 de başladı. Hep geri planda durmam ve kendime paye ve makam edinme derdimin olmaması nedeniyle ön plana çıkmadım. Kendisini spor muhabiri ilan edenler ve Karaman’da benden başka spor muhabiri yok diyenler olduğu için bu  paragrafı açıyorum. 2009 da Genç Tv.de başarılı bir şekilde yaptığımız spor programları ve canlı yayın söyleşilerini Karaman halkı unutmamıştır. Ayrıca habercilik adına çalışmalarımız Tv. Ekranlarında başladığını belirtmeden geçmemek lazım. 20 senedir bu işin içinde olmak bu işi doğru yaptığınız manasına gelmez. 20 senedir yanlış yapıyormuşsun ki o kadar şehir gezmişsin demezler mi adama? O zaman bu tip çalışanlara serbest basın kartı değil, SEYYAR BASIN KARTI çıkarmak lazım. Hani 20 küsür sene olmuş ya, işte biraz Konya biraz Antalya biraz İzmir sonra feneri Karaman’da sündürüp ahkam kesenler bu SEYYAR BASIN işte. Ayrıca belirtmeden geçemeyeceğim internet basını olarak nitelendirilen bu arkadaşlarımızın hepsi vergiye tabidir. Bizim işsiz güçsüz olduğumuzu ima edenler zamanında gazetelerinde reklam için bizden fatura dilendiklerini unutmasınlar.

Şimdi oturup bir hesap yapalım, halkın doğru objektif haber alma özgürlüğünü sağlamak zorunda olan basın kime ne kadar ulaşıyor? Günlük 300-350 tane basılan ve sadece kamu kurumlarına dağıtılan bir gazetecik mi daha çok kişiye ulaşır yoksa internetten yayın yapan ve herkesin anında zorlanmadan ulaşabileceği internet sitelerimi? Takip edilebilirlik adına ve ulaşılabilinirlik olarak Karaman’da faaliyet gösteren internet basını işsiz kahveci gazozcu yada yalaka değil bu işin asıl emekçisidir. Zaten halkın internet haberciliğine rağbeti hit oranlarının yüksekliğiyle de kendini gösteriyor. Ciddi işini yapan ve kendini bilen arkadaşlarımıza yardımcı olunmalı gazeteciklerin dolduruşuna gelip cephe alınmamalı. Bunlar yarın başka limanlara yelken açarken biz yine Karaman’da olacağız, ve işimizin başında Halkımızın gözü kulağı olmaya devam edeceğiz. Bizim mevki makam yada taltife ihtiyacımız yok çoğu arkadaşımız bu işe gönül verdiği için koşturmacasına devam ediyor. Bir de bunlarla uğraşıyor maalesef.

Sarı basın kartı olmayan bu işi yapmasın Konya’dan basın kartı edinenler istediği gibi at koştursun mantığıyla bize köpürenler kendi karakterlerini kontrol etmelidir. Basın kartı sahibi olmak demek her istediğini karalamak ve kalıplar içine sokmak demek mi? Madem Konya’dan aldığın basın kartın var Karaman’da ne işin var? Karaman başıboş değil ve olmayacak. Sesimiz çıkmıyor, yumuşak huyluyuz ama uysal koyun değiliz. Her şeyin farkında ve takibindeyiz.

    

                                                                                                          Ferhat Koç