Vefasızlık imansızlıktır, ihanete iltifat ve ihtiramdır. Dönüp arkanıza da bakın ne kadar ihanet görüp geçirdiniz, yüzleşiverin….
Evet malum coğrafyanın makuz talihli Milletim.
Türk’e ait, Türk ile ilgili birçok tanım, tarif ve izah var. Sanırım her biri ayrı ayrı Türk’ü ya eksik ya da yanlış tarif ediyor. İtikadım o ki Tanrı Türk’ü diğer kavimler arkadan vursun, kalleşlik, kahpelik edebilsin diye yaratmış. Oysa ki, Türk’ün kadim coğrafyası Orta Asya’da kalleşlik etmek-pusu kurmak-ihanet etmek mi vardı! Atası Kürşad; Kırk Yiğitle direk giren Çin hanedanının sarayına...
Türk ne vakit ki malum coğrafyayı yurt belledi, işte arkadan vurmalar, pusu kurmalar-kalleşlikler de başladı. Her seferinde dozu artırılarak aldatıldı Türk, bazen bilerek, bazen de bilmeyerek…
İhanet her kavme her klana, aşirete yakışsa da Türk’e hiç mi hiç yakışmadı. O yüzdendir ki Türk ihanet etmedi, ama çokça pusuya düşürüldü, çokça arkadan vuruldu. Hem de en yakın bildikleri tarafından.
İhanet; çetrefilli, acıtıcı, üstüne üstlük kışkırtıcı ve tahrik edicidir. İhanete alışan kişi, kavim-millet ne yapar eder fırsatını bulduğu an yeniden ihanet eder, döner döner yeniden Türk’ü arkadan vurur. İnanmazsanız kadim Türk tarihinden bu yana yaşanan ihanetlere bir bakıverin. Anlayacağınız malum coğrafyada ister kavim ister birey olsun haniyse sadece ve sadece ihanet etmek için yaşar…
Unutmayınız ki bir kez ihanet eden mutlak yine eder.
Vefasızlık imansızlıktır, ihanete iltifat ve ihtiramdır.
Dönüp arkanıza da bakın ne kadar ihanet görüp geçirdiniz, yüzleşiverin….