Hatırlarsınız bir gece yarısı yeni kabinenin açıklanması ile Karamanlılar kendilerini çok sevindirecek bir haber almıştı. Türkiye milli maçta Brezilyayı hezimete uğratmış gibi mutlu oldular. Başbakanımız yeni Bakanlar Kurulunda Milletvekilimiz Lütfi Elvan’a Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığını vermişti. Günler geçtikçe Karaman bu görevin Karaman’a neler kazandıracağını daha iyi anlamaya ve yaşamaya başladı. Bakanımız Karaman için bütün imkânları seferber etti. Bugün Karaman Doğudan Batıya, güneyden kuzeye Sayın Elvan’ın katkıları ile kalkınıyor. Ulaşımda Karaman’ın kaderini değiştirecek hızlı ve kolay erişilebilir bir kent olma özelliği hızla yapılandırılıyor. Karaman’ın üç tarafında yollar yapılıyor, hızlı tren geliyor. Gelişmeyi merak edenler Karaman – Konya yolunda bu gelişmeyi tecrübe edebilirler. Mesele sadece yoldan ibaret değil tabi ki Sayın Bakan hedefi ve vizyonu belirlerken, Türkiye’nin ikinci sanayi bölgesinden bahsediyor. Alt yapı bu hedefe göre yapılandırılıyor.

Karaman bu derece fark edilir bir değişimi yaşarken biz Karamanlılar Sayın Bakan’ın belirlediği bu vizyona ne katkı sağlayabiliyoruz yada Sayın Elvan’a Karaman’ı ileriye taşıyacak hangi önemli öneriyi ve projeyi sunduk kendime sormalıyız. Kendimizi sorgulamalıyız.

Başbakanımızın yeni kabineyi belirlemesinden sonra birçok güzelliği birlikte yaşadık, bu güzellikler arasında benim açımdan yani bir tanıtımcı açısından dikkat çekici olan konu, Karaman isminin medyada ve medya vasıtası ile ülkemizde bilinirliğinin hızlı bir şekilde artmasıydı. Tabi ki bu bilinirliğin beynimizde, kalbimizde, gönlümüzde olumlu mesaj ile yer alması çok önemli. Düşünün Sayın Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, milyonlarca kişinin izlediği ve onun üstünde kanalda canlı yayınında birçok kez Karaman dedi. Karaman’ın özelliklerini anlattı. Kısaca Karamandan Adam çıkar, Adam yetişir dedi. Karaman’a Adam gibi Adam dedi.

Karaman reklamcılar derneği başkanı olarak hemen söyleyeyim medyada bu şekilde yer almanın bedeli milyonlarca liradır. Ve para vererek yapacağınız şeyin adı reklamdır. Az önce yukarıda bahsettiği konu ise Türkiye Cumhuriyeti Başbakan’ının referansıdır. Paha biçilemez.

Anlaşılacağı üzere son günlerde aldığımız hizmetlere ek olarak Karaman’ın imajına önemli katkılar olmuştu.

Peki, biz Karamanlılar bu katkılara artı ne koyabildik?

ANKARA’DA BÜYÜK KERMES

Geçtiğimiz günlerde Ankara’da gerçekleşen “Karaman Tanıtım Günleri” acaba hedefine ulaşabildi mi?
Bir süredir kamuoyunun, kanaat önderlerinin bu konudaki görüşlerini süzüyorum. Karaman Reklamcılar Derneği olarak bazı tespitleri, gelecekte ışık tutmak amacı ile yapmak zorundayız. Bu mesele mesleğimiz gereği bizi doğrudan ilgilendiriyor.

Öncelikle Ankara’da gerçekleşen bu etkinliği planlamayı düşündüğü, bu işe sahip çıktığı Ankara Karamanlılar Derneği’ne teşekkür etmeyiz. Karaman’ın tanıtım konusu doğal olarak birçok kişi ilgilendiriyor. Karaman’a hasretliği olanlar bu konuda hassalar, daha istekliler. Bu durum takdir edilecek bir davranış, bir duygu…

Tanıtım meselesi ise tamamen profesyonel değerlendirilmesi gereken bir konu. Halkla ilişkiler faaliyetleri ile tanıtım konusu ayrı planlamak lazım. Her iki konuda birbiri desteklemesine rağmen halkla ilişkiler faaliyetlerinin kendi başına tanıtımı üstlenmiş olmasını beklemek ve planlamak ciddi hata olur. Ankara’da gerçekleşen bu etkinliğe Ankara’da yaşayan Karamanlılara yönelik halkla ilişkiler faaliyeti teşhisini koymak daha doğru olur. Meseleye buradan bakınca “Başkentte Karaman Tanıtım Günleri” ismi işin başında halkla ilişkiler faaliyetine tanıtım misyonunu yüklemek hatasını beraberinde getiriyor. Eğer bu meseleye Karamanlılar arasında gerçekleşecek bir halkla ilişkiler faaliyeti şeklinde bakılsaydı beklentiler boşa çıkmazdı. Mesela Ankara’da bir arabaşı veya batırık gecesi gibi değerlendirilseydi Karaman’ı ülkeye tanıtması beklenmeseydi yeterli tatmin sağlanmış olurdu.

İşin doğrusu Ankara’da yaşayan Rizelilerin yaptığı budur ve Ankara’da yaşayan Karadenizli bizden çok olduğu için o etkinliğe bizim etkinliğimizden daha çok kişi gelir. Bu tür etkinlikler memleket hasreti gidermek, memlekete olan aidiyeti artırmak için yapılır. Bu tür içe dönük halkla ilişkiler faaliyetlerinde tanıtım hedefi ancak bir dizi hedefin en sonuna düşük bir ihtimal olarak eklenebilir.

Daha öncede bahsettiğim gibi geleceğe ışık tutması açısından Ankara’da yapılan etkinliklerde şunlara dikkat edilseydi daha verimli olurdu.

1-      İçe dönük halkla ilişkiler faaliyetlerine gereğinden fazla misyon yüklememek lazım.

2-      Adı Atatürk Kültür Merkezi olduğu halde bu bina neden bu kadar bakımsız halde bırakıldı sorusunu sormak hepimizin görevidir. Etkinlik yeri olarak mesajımızın hedef kitleye aktarılmasına olumlu katkı sağlayacak, olumlu zemin hazırlayacak yer seçimi yapılmalı.

3-      Etkinlik için kitlelerin bize gelmesini beklemek yerine bu ve benzeri etkinlikler kalabalıkların olduğu yerlerde yapılması, etkinliğimizin verimliliğini artırır mı?

4-      İki Bakanımızın ve birçok bürokratın katıldığı açılış törenini için daha özenli olunmalıydı. Protokolde platformunda kargaşa yaşandı. O platformda bulunması gereken bazı misafirler ayakta kaldı veya kısa süreli bir krizin ardından yerleştirildiler. Platformda kırmızı yerine Turkuaz renkler kullanılmalıydı.

5-      Ses sistemi ve Sahne yeterli değildi. Bu sebeple program akışı sürekli bozuldu. Konuşmacıların bir bölümünün sesi az duyuldu ve duyulmadı.

6-      Etkinliklere katılacağı belirtilen 300.000 kişi bu alana gelip alanı gezdi mi?

7-      Bu faaliyetin iki önemli etkinliği vardı ilki açılış töreni ikincisi ise stantların gezilmesidir. Bu iki faaliyete tanıtım yapmak zorlama olur. En azından iç ve alt etkinlikler tanıtıma yönelik planlanabilirdi.

Açılış töreninde çok basit gibi görünen bu aksaklıklar doğrudan imajı zedeleyen işlerdir. Sayın Elvan ve daha öncede bakanlık yapmış Karamanlıların kişisel başarıları sayesinde oluşan Ankara’da ki Karaman algısı ve imajı bu etkinlik nedeni ile zarar görmüştür.

JAPONYA’NIN BAŞKENTİ TOKYO’NUN SHİBUYA MEYDANINDA KARAMAN ELMASI

Bu etkinlik için oluşturulacak bütçe dernek başkanımız tarafından 750.000 TL – 1.000.000 TL olarak ifade edilmişti. Bu bütçe ile yapılan harcamalar için daha iyi bir çalışma planlanabilir miydi?

Eğer amaç Karaman’ı tanıtmaksa basit düşünüp bir reklam yapılsaydı bir haftada Bütün Türkiye Karaman’ı tanır ve ezberlerdi.

Eğer amaç birebir halkla ilişkiler faaliyeti yapmaksa Kızılay’da,  çeşitli bakanlıklarda ve alış veriş merkezleri önünde Karaman Elması dağıtılsa bir Taşkale bir Karadağ broşürü verilse daha iyi sonuç alınır ve daha az bütçe kullanılabilirdi. Sonuç doğrudan ölçülebilirdi.

Elmayı, deniz kum güneş turizminden uzak, kültür ve tarih turizmine yatkın Japonya’nın Başkenti Tokyo’nun Shibuya meydanında dağıtıp Japonca broşürler hazırlansaydı Halkla ilişkiler üzerinden tanıtım için en doğru adım atılmış olurdu. Veya Avrupa’da inanç turizmine yönelik Amsterdam’da veya Köln’de veya Paris 1’de…

DENEYİMLER ve ALGILAR İMAJINIZI OLUŞTURUR

Duyularımız ile kayıt aldığımız izlenimlerimiz bir şey hakkındaki birikimimizi oluşturur. Bir kişi veya kurum hakkındaki İmaj da tecrübe ettiğimiz deneyimler ile oluşabilir. Herkes bu deneyimi yaşama fırsatı bulamaya bilir. Karaman imajı çeşitli dönemlerde farklı algılar ile oluşuyor. Örneğin algıda seçiciliği tarım olanlar Karaman’ı zihinlerine elma ile kodlamışlardır. Algıda seçiciliği Siyaset ve bürokrasi ile olanlar Karaman’ı Karamanlı Bakan Sayın Lütfi Elvan ile kodluyorlar, Adamın yetiştiği yer adam gibi adamın çıktığı yer Karaman. Bu algı kodlamasının desteği referansı Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan. Bakınız 26 Nisan 2014 Kent Meydanı, hedef kitle onlarca canlı yayın aracılığı ile bütün Türkiye… Ne mutlu, Karaman’ın bir bakandan fazlasına sahip artık bir ekran yüzü var. Bir sesi, bir sözcüsü var.

İşte bu algıyı kodlamış olanlar Ankara’da bir davet aldılar, bu davete icabet edip Karaman’ı deneyimleyenler acaba bu etkinlikte istediklerini bulabildiler mi? Ankara’da Cer Modern’de Van Gogh Alive’i deneyimleyenler Başkentte Karaman Tanıtım Günleri ile kıyaslasınlar. Ne söylemek istediğimi anlayabilirler. Bu etkinliktehiçbir stant açılmasa ve aynı bütçe ilesadece bir interaktif bir sergi, bir müze oluşturulsa idi imaj riske atılmaz her şey kontrol altında olurdu. Şehir imajımız kuvvetlenir ve kalıcı bir eser sahibi olabilirdik. Bu sergi dünya başkentlerinde gezdirilebilir ve insanları, hedef kitleyi bu deneyimi yerinde yaşamak için Karaman’a davet edebilirdik. Karaman’ın ihtiyacı olan şey burdur.

TANITIMA KÜSMEK EN BÜYÜK ve İLK YANLIŞ, HEDEF TURİZM OLMALI

Her faaliyetin ardından olmuyor diye tanıtıma küsmek ilk ve en büyük yanlışımız oluyor ve meseleyi sumenin altına iteleyip kapatıyor ve mücadele etmiyoruz. Doğru hedef kitleyi seçip, doğru hedefleri koyar ve doğru planlama yaparsak başarabiliriz. Tanıtımdan önce turizm alt yapısını kuvvetlendirmemiz gerekiyor. Yaptığımız tanıtım faaliyetleri bilançomuza yeni turist yeni kazanç olarak yansımazsa yine küsebiliriz.

Öncelikle tanıtım faaliyetlerimiz imaj yapmaktan daha çok katkı sağlayacak bir hedefe değiştirmeliyiz.  Bu işi başarmak içinde Turizm alt yapımızı kuvvetlendirmeliyiz. Turizm alt yapısı otelcilikten ibaret değildir. Karaman otelcilikte önemli bir noktaya geldi fakat ziyaret edilecek yerlerdeki sosyal imkânları geliştirmeliyiz. Orada hizmet ve servis alacak imkânlar oluşturmalıyız. Ürünümüz tarihi mekânlar. Bu mekânların yanına tatmini artırmak için rehberlik hizmetti eklemeliyiz. Lezzet ve dozunda eğlence eklemeliyiz. Örneğin Taşkale Manazan Mağaralarında başlayıp Tahıl Ambarları ile süren ve İnce Su Yer altı mağarasında son bulan bir deneyim en önemli eksikliği bu yerlerin hikâyesini bize anlatacak rehberlik hizmetidir. Bu hikâyeye zihninizde yer edecek sıkma, saç böreği gibi, Halı dokumak, hamur bezesi açmak gibi deneyimleri eklerseniz proje başarıya ulaşır. Tanıtımını yaptığınız ürün bu aşamadan sonra bize yeni turistleri kazandırır. Turizm meselesi ve turizm tanıtımı bir başka yazının konusu şimdilik bu bölümü burada noktalayayım. Zira turizm tanıtımını konuşmak için medeniyet konusuna ince bir dalış yapmak gerekli.Verileri oradan toplamak lazım.

 

BU YAZIYI YAZDIM ÇÜNKÜ

Bu yazıyı yazdım çünküBaşkentte Karaman Tanıtım Günleri ile ilgili yazılan bazı yazılar tarafıma ithaf edildi, daha önce yazılan yazıların yazılmasında her hangi bir yönlendirmem yoktur. İlgili yazılarda katıldığım ve beğendiğim noktalar var.

Bu yazıyı yazdım çünkü siz sinemada filmi izlerken bizler mesajı, oluşturulmak istenen algı, filmin gerisinde kullanılmış olabilecek teknik ekipmanı, efekti, efektin kullanıldığı yazılımı en sonsinema filmini izleriz.Tanıtım bizim meselemiz, mesleğimiz, işimiz,hayata bakışımız.

Bu yazıyı yazdım çünkü Karaman’ın tanıtım meselesi önce Karaman Reklamcılar Derneği Başkanı olarak benim sorumluluğum…

-------------

Bu baharda ıhlamur ağaçlarının, iğdelerin kokusunun yerini kara kömür kokusu aldı, Soma’da kaybettiğimiz şehitlerimizin açısını en derin şekilde yaşıyorum. Geride bıraktıklarına sabırlar diliyorum. Dünya Yetimler Vakfının bir üyesi olarak Soma’da ki yetimlerin yanında olacağız. Umarım kömür ocaklarında iş güvenliği için gerekli tedbirler alınır. Ermenek yanı başımızda…

Hoşcakalın.